Zekâyı Geliştirmek İçin Etkili Bir Yol: Günlük Tutmak

Türk romanının önemli isimlerinden Ayşe Kulin, bir söyleşisinde hayatındaki en büyük pişmanlıklarından birinin günlük tutmamak olduğunu belirterek “Hayali yazarken yani hatıralarımı, hep hatırlayabildiğim kadarlarını yazdım. Tabii yazarken baktım o tarihlerde neler olmuş; bazı şeyleri gözümün önüne getirmeye çalıştım. Ama kendi ifademle tutulmuş notları daha çok tercih ederdim, o zamanki duygularımı taşıdığı için” demiş ve eklemiştir: “Genç kuşağa en önemli tavsiyem düzenli olarak günlük tutmalarıdır.” 

Çağdaş çocuk edebiyatımızın öncülerinden biri olan Mustafa Ruhi Şirin, ‘Aşk Olsun Çocuğum Aşk Olsun’ adlı kitabında yazdığı dördüncü şiirde çocuk için hayal gücünün çok önemli olduğunu belirtir ve hayal gücünü ikiz kardeş olarak tanımlar:

“Çocuk hayal gücü ile büyümektedir. Hayaller onu büyütür, geliştirir. Hayalin yanında ilham da hayatın yardımcısıdır. Önemli olan onu çağırmasını bilmektir. Hayal bu anlamda ilham kaynağıdır. Hayal adeta çocuğun kurtarıcısıdır; onu yalnızlıktan kurtarır ve göklere açılmasına ve kâinat kitabını okumasına vesile olur.”

Ünlü Alman fizikçi Albert Einstein “Hayal gücü her şey demektir. Sizi bekleyen güzelliklerin bir fragmanı gibidir. Hayal gücü bilgiden bile daha önemlidir” diyerek zekânın gerçek göstergesinin bilgi değil hayal gücü olduğunu ifade ediyor. Zira bilim, sanat ve teknoloji alanında hayatımızı kolaylaştıran çok sayıda ilerleme, hayal güçleri zengin olan insanlar sayesinde gerçekleşti. Dolayısıyla çocukların eğitiminde sadece bilgi yüklemek yerine onların kendilerini ifade edebilecekleri aktivitelere yönlendirilmesi gerekiyor. Bu noktada ‘günlük tutma’nın değeri ortaya çıkıyor. Çünkü günlük tutmak; hayal gücünü, muhakemeyi, dil becerisini ve hafızayı güçlendirmesi bakımından zekâyı geliştirmenin en etkili yollarından biri.

Türk Dil Kurumu’nun Sözlüğünde, “her gün yaşananları, olayları ve anıları bir deftere yazmak” şeklinde tanımlanan günlük tutmak, bireyin yaşadıklarını gözden geçirmesi ve kendi kendini değerlendirmesidir. Bir başka ifadeyle günlük; varlık nedenimizi, nasıl bir insan olduğumuzu ve hayatta neleri iyi yaptığımızı, neleri yanlış yaptığımızı bize hatırlatan bir anı defteridir. Bu anlamda günlük tutmak, insanın kendini daha iyi tanımasını sağlayarak farkındalık düzeyini arttırıyor ve mantıklı kararlar vermesini kolaylaştırıyor.

Günlük yazan bireyler, yaşadıklarını ve deneyimlerini kendi ifadeleriyle organize ederek yazı dili ile biçimlendiriyorlar. Birey, yazma becerisini kullanırken zihninde yapılandırdığı verileri inceleme, gözden geçirme, sorgulama, ilişkilendirme, kontrol etme gibi işlemlerle yeniden düzenliyor. Bir başka ifadeyle yazmak; amaca uygun kelimeleri seçmeyi, bunları yerli yerinde kullanabilmeyi, dilin işleyiş düzenine uygun cümleler kurabilmeyi ve cümleleri farklı amaçlara uygun olarak biçimlendirmeyi gerektiriyor.

İkinci bellek işlevi görüyor

Günlük tutmak bir bireye; en derin düşüncelerini, duygularını ve endişelerini cümlelerle kendini ifade etme ve daha sonradan yeni baştan inceleme fırsatı veriyor. Dolayısıyla günlük tutmak yaşanılan olayların unutulmasını önleyerek yaşanılanların hafızalarımızda daima tazeliğini korumasını sağlıyor. Bu özelliğinden dolayı günlük, ikinci bir bellek işlevi görüyor.

Zekâ kavramı ile ilgili birçok bilim adamı farklı tanımlamalarda bulunuyor. Zekâ genel olarak düşünme, akıl yürütme, muhakeme, hafıza, mantık kurma ve sonuç çıkarma gibi yeteneklerin bütünü olarak açıklanabilir. Thurstone’a göre zekâ, her biri diğerlerinden farklı bir zihin gücü gerektiren yeteneklerin bileşiminden oluşur. Zekâyı oluşturan bu temel yetenekler şunlar:

- Sözel yetenek: Okuduğunu anlama, cümleleri düzenleme, sözel muhakeme ve kelime hazinesi gibi yetenekler.
- Kelime akıcılığı: Belli bir sürede belirli türden çok sayıda kelime bulabilme.
- Bellek: Anlamsız şeyleri sayısal, sözel ve şekilsel sıraları ve materyalleri ayrıntıları ile hatırda tutabilme gibi faktörleri içine alır.
- Mantıksal düşünme (muhakeme): Mantıklı düşünebilme ve usa vurma gücü.
- Algısal yetenek: Karmaşık bir nesnenin ayrıntılarını görebilme; benzerlikleri ve farklılıkları çabuk ve doğru olarak algılayabilme.
- Yer-Mekân ilişkileri: Bir nesnenin görünmeyen yönleri ile birlikte uzaydaki çeşitli durumlarını tasarlayabilme, hayal edebilme, göz önünde canlandırabilme, yer-mekân ilişkilerini algılayabilme gibi yetenekler.
- Sayısal yetenek: Basit aritmetik işlemleri çabuk ve doğru olarak hesaplayabilme.

Yukarıda yapılan açıklamalara dayalı olarak günlük tutmanın, Thurstone’un belirlediği zekâyı oluşturan yeteneklerin (sayısal yetenek hariç) gelişimini doğrudan desteklediğini söyleyebiliriz. Zekânın en önemli özelliği geliştirilebilir olmasıdır. Dünyaya gelen her çocukta zekâ kapasitesi belli oranda mevcuttur; fakat bu kapasitenin açığa çıkması, uygun çevresel koşullara ve doğru aktivitelere bağlıdır. Çocukların günlük tutma alışkanlığına sahip olması, zekâ gelişimleri açısından çok faydalıdır. Bu yüzden ebeveynler olarak onlara bu alışkanlığı kazandırmaya çalışmalıyız.


Faruk Levent
Hürriyet, 14 Aralık 2015

https://www.hurriyet.com.tr/egitim/zekayi-gelistirmek-icin-etkili-yol-gunluk-tutmak-40026497